DEVA Partili Rızvanoğlu: Sigortacılık sektörü iklim krizine bağlı artan afet risklerini ve bunun maliyetini yönetebilme kapasitesine sahip mi?
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu,Los Angeles yangını ile gündeme gelen iklim değişikliği kaynaklı afetlere karşı sigortacılık sektörünün öneminin artmasını Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıdı.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu,Los Angeles yangını ile gündeme gelen iklim değişikliği kaynaklı afetlere karşı sigortacılık sektörünün öneminin artmasını Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıdı.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu,Los Angeles yangını ile gündeme gelen iklim değişikliği kaynaklı afetlere karşı sigortacılık sektörünün öneminin artmasını Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıdı. Rızvanoğlu önergesinde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e, Türkiye’de sigortacılık sektörünün iklim krizine bağlı artan afet risklerini ve bunun maliyetini yönetebilme kapasitesine dair endişeleri hatırlatarak bazı sorular yöneltti.
Rızvanoğlu önergesinin gerekçesini şu ifadelerle açıkladı:
“Daha sık ve daha yıkıcı afetlerle karşılaşabiliriz”
Sıcaklık artışlarının rekor kırdığını hatırlatan Rızvanoğlu ”Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), yüzey hava sıcaklığının sanayi öncesi ortalamasının yaklaşık 1,55 C° üzerinde kaydedildiği 2024’ün en sıcak yıl olduğunu doğrulamıştır. WMO raporları, bu sıcaklık artışının dünyanın birçok bölgesinde daha sık ve daha yıkıcı afetlere yol açacağını ortaya koymaktadır” dedi.
“Akdeniz ülkesi olan Türkiye afetlere karşı kırılgan konumda”
Milletvekili Rızvanoğlu Türkiye’nin durumuna dikkat çekerek “Türkiye, Akdeniz havzasında yer alması nedeniyle iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkelerden biridir. Son yıllarda ülkemizde rekor sıcaklıklar, yoğun orman yangınları, ani sel baskınları ve kuraklık gibi olaylar yaşanmış, bu durum çevresel, ekonomik ve sosyal sorunların daha da kötüleşmesini beraberinde getirmiştir. Özellikle 2024 yılında ve 2021 yılında Akdeniz ve Ege Bölgelerinde yaşanan orman yangınları, Türkiye’nin afetlere karşı kırılganlığını açıkça göstermiştir” dedi.
“Sigortacılık sektörü iklim krizinden kaynaklı afetlere hazır mı?”
Rızvanoğlu sigortacılık sektörünün iklim krizini yönetebilme riskini sorgulayarak “Bu afetler sadece doğal alanlarda tahribata yol açmakla kalmamakta, aynı zamanda vatandaşların ekonomik kayıplarını artırmakta ve toplumun refahına harcanacak olan kaynakların yıkım ve yara sarmaya harcanmasına neden olmaktadır. Tarım, enerji, ulaşım ve altyapı gibi sektörler bu krizlerden doğrudan etkilenmekte, sigorta sektörünün bu zararları karşılamadaki rolü kritik bir önem kazanmaktadır. Ancak, Türkiye’de sigortacılık sektörünün iklim krizine bağlı artan afet risklerini ve bunun maliyetini yönetebilme kapasitesine dair ciddi bir belirsizlik bulunmaktadır” ifadesini kullandı.
“Sigortacılık sektörü iklim krizi kaynaklı risklere hazır olmalı”
Rızvanoğlu, “Bu nedenle, sigortacılık sektörünün iklim krizi kaynaklı risklere karşı hazırlığını ve vatandaşların ekonomik kayıplarını ve ülkemizin kalkınmasını önleme kapasitesini değerlendirmek, gerekli önlemleri planlamak adına kamuoyu adına bu soruların yanıtlanması önem arz etmektedir”sözleriyle gerekçesini sonlandırdı.
Rızvanoğlu’nun Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e yönelttiği sorular şu şekilde:
Türkiye’de sigortacılık sektörünün, iklim krizinin artan etkileri ve afet risklerini karşılamak üzere hazırlanmış bir uyum stratejisi ve eylem planları mevcut mudur? Eğer mevcutsa bu stratejilerin ve eylemlerin kapsamı nedir?
Sigorta şirketlerinin orman yangınları, sel ve kuraklık gibi afetlerin ekonomik etkilerini karşılayabilecek kapasitede olup olmadığına ilişkin yapılan bir değerlendirme var mıdır? Bakanlık tarafından bu konuda herhangi bir risk analizi yapılmış mıdır?
Özellikle küresel iklim değişikliğinin neden olduğu meteorolojik, hidrolojik ve klimatolojik afetler, ayrım yapılmaksızın tümüyle ve gerektiği gibi sigorta sektörünün kapsamında mıdır? Bu afetlere yönelik özel sigorta ürünleri geliştirilmesi amacıyla Bakanlığınızca herhangi bir girişimde bulunulmuş mudur?
Sigorta sektörünün, iklim değişikliği risklerini daha doğru şekilde fiyatlandırabilmesi ve yönetebilmesi için bir düzenleme yapılması ya da teşvik mekanizmalarının devreye alınması düşünülmekte midir?
Türkiye genelinde, meteoroloji mühendisleri ile birlikte iklim değişikliğine bağlı olarak risk haritalarının güncellenmesi ve bu haritaların sigorta sektörüne entegrasyonu için yapılan çalışmalar var mıdır?
İklim krizinin sigortacılık sektörü üzerindeki etkilerinin azaltılması için uzun vadeli bir ulusal strateji belirlenmiş midir? Belirlendiyse bu stratejinin temel unsurları nelerdir.