Haksız Kazanç Kul hakkına Girer
Rızasız lokma yiyenler, Asla bizden değildir. Bu işin Alevisi sunnisi, Dinlisi dinsizi, Sağcısı solcusu hiç önemli değildir. Önemli olan İnsan olabilmektir.
Makamlara Hizmet için gelinir. Önemli olan o makamlarda bulunur’ken toplumun ve ülkenin çıkar ve mefaatleri için, Hakkın ve halkın rızalığıyla hizmeti hak bilip, görevini şaibesiz yaparak, vermiş olduğu emeğinin karşılığını alabilmekten daha güzel bir mutluluk olabilirmi? Elbette olamaz…
Makamı veya bulunduğu konumu kötüye kullanarak, kendi şahsına veya yakınlarına haksız kazanç sağlamayı marifet sayanlar asla şunu hiç unutmasınlar….
Ayıptır günahtır. Kul hakkına giriyorsunuz. Kul hakkı önemlidir. Şu an yapmış olduğunuz takkiyelerle belki emekliyi emekçiyi veya tüm insanları kandırabilirsiniz. Ancak ; yapılan yanlışlar unutulur, görülmez bilinmez sanmayın. Gören vardır. Bilen vardır. Yazan vardır. Alemi cihanı boşmu sanıyorsunuz ey utanmazlar. Bu işin delisi vardır. Velisi vardır. Yapılanlar yanınıza karmı kalacak sanıyorsunuz?
Bunları söyler’ken elbette emeğin yüceliğine inanıyoruz. Samimi ve dürüst bir şekilde hizmet veren, bireysellikten uzak, toplumun ve ülkenin çıkarlarını gözeten her insana saygı duymak insanlığın görevidir.
Bizim sorunumuz bulunduğu makamı kötüye kullananladır. Bir insan hangi konum ve makamda olursa olsun. Bulunduğu makamı bireysel şahsi çıkarlarına alet ederek, buradan şahsına veya yakınlarına haksız kazanç sağlıyorsa bu yanlıştır. Çünkü bu anlamda kul hakkı ortaya çıkıyor…
O bulunduğunuz makamların hayatta kalmasının yeğane temeli vatandaşın zorunlu olarak ödemiş olduğu Aidat veya vergiler ile ayakta kalabilmektedir. İşte o gelir kaynaklarını kötüye kullanarak, bireysel çıkarlarınıza alet ederek çaldığınız veya yakınlarınıza peşkeş çektiğiniz her kuruş kul hakkına girmektedir….
Şahsen ben bu kişilere makamı ve mevkisi ne olursa olsun, haklarımı helal etmiyorum. Siz ne yaparsınız bilemem. Elbette taktir sizindir. Saygı duyarım…