“Emeklilikte Yeni Dönem Mi Başlıyor? Kademeli Umutlar, Siyasi Hesaplar!”
3 Mart 2023’te yürürlüğe giren EYT düzenlemesi, 8 Eylül 1999 ve öncesinde işe başlayanlara yaş şartı olmaksızın emeklilik hakkı tanıyarak yıllardır süren mağduriyete kısmen son...
3 Mart 2023’te yürürlüğe giren EYT düzenlemesi, 8 Eylül 1999 ve öncesinde işe başlayanlara yaş şartı olmaksızın emeklilik hakkı tanıyarak yıllardır süren mağduriyete kısmen son verdi. Ancak bu adım, sistemdeki adaletsizliklerin sadece bir bölümünü giderdi.
Zira bu tarihten bir gün sonra işe giren kişiler için tablo bambaşka. Onlar, neredeyse 20 yıla yakın daha uzun süre çalışmak zorunda kalıyor. Bu durum, emeklilik sisteminde ciddi bir eşitsizliği ve toplumsal vicdanda rahatsızlığı beraberinde getiriyor.
Kademeli emeklilik talebinde bulunan yurttaşlar erken emeklilik peşinde koşmuyor. Asıl istekleri, adalet duygusunu zedelemeyen, dengeli ve hakkaniyetli bir sistemin hayata geçirilmesi. Bu talepler sadece mantıklı değil, aynı zamanda meşru ve insani.
Özellikle 9 Eylül 1999 ile 30 Nisan 2008 tarihleri arasında sigorta girişi yapılanlar için yürürlükteki sistem adeta çifte standarda dönüşmüş durumda. Erkekler 60, kadınlar ise 58 yaşında emekli olabiliyor; ancak bu yaşlara ulaşmadan önce 7000 prim günü, yani yaklaşık 19,5 yıl çalışmaları gerekiyor. Ne var ki emeklilik yaşı gelene kadar iş hayatı devam etmek zorunda olduğu için, bu süre neredeyse 14.000 güne kadar çıkabiliyor.
Peki bu kadar uzun süre prim ödeyen bir kişi yüksek bir emekli maaşı mı alıyor? Maalesef cevap hayır. 2008’de yapılan değişikliklerle birlikte aylık bağlama oranları dramatik şekilde düştü. Önceden %70 seviyelerinde olan oranlar %30 civarına geriledi. Emeklilerin milli gelirden aldığı pay da aynı şekilde düştü. Artık ne prim günü ne de çalışma süresi maaşlara gerçek anlamda yansıyor.
Bu adaletsizliğe karşı ses yükseltenler artık yalnız değil. Emeklilikte Adalet Derneği, bu mücadelenin en güçlü temsilcilerinden biri haline geldi. Dernek, kamuoyunu bilinçlendirmekte, sorunları net şekilde ortaya koymakta ve karar vericilere baskı kurmakta önemli bir rol oynuyor.
Özellikle son bir yılda, kademeli emeklilik talepleri siyasi arenada da ciddi şekilde konuşulmaya başlandı. Muhalefet bu konuda net ve ısrarcı. İktidar ise kamuoyunun tepkisini ölçmek için çalışmalar yürütüyor. Türkiye bir kez daha seçim atmosferine girmişken, kademeli emeklilik konusu meydanların ana gündemlerinden biri olacak gibi görünüyor.
Unutulmamalı ki EYT de bir dönem “imkânsız” görülüyordu. Fakat halkın ortak talebi karşısında sistem değişti. Bugün aynı baskı, kademeli emeklilik için oluşturulmak üzere. Mücadeleyi bırakmamak, sesini duyurmak ve gündemi diri tutmak en önemli görev. Çünkü bu kez kazanma sırası, adaleti bekleyenlerde olabilir.