“Adil Yargılanma ve Gösteri Hakkı: AYM Raporları Türkiye’deki İhlalleri Gözler Önüne Serdi”

Son dönemde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve öğrencilere yönelik gözaltı uygulamaları, Türkiye’deki temel haklar ve özgürlükler üzerine geniş bir tartışma başlattı. Anayasada yer alan “adil yargılanma hakkı” ve “toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı” özellikle gündeme gelirken, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) yıllık raporları da bu konulara dair çarpıcı veriler sundu.

AYM raporlarına göre, son yıllarda adil yargılanma hakkı ihlalleri büyük bir artış gösterdi. 2020’de 2 bin 835 ihlal kararı verilmişken, bu sayı 2024’te 6 bin 828’e yükseldi. Aynı şekilde, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ihlalleri de önemli bir artış gösterdi. 2020’de 123 olan ihlal kararı, 2024’te 1.486’ya ulaştı. Bu artışlar, Türkiye’deki hukuki ortamın, bireylerin temel haklarını kullanmada giderek daha fazla zorluklarla karşılaştığını gösteriyor.

AYM’nin raporları ayrıca, ifade özgürlüğü ihlallerinin de hızla arttığını ortaya koydu. 2024 yılı itibarıyla 4 bin 432 ihlal kararı verilirken, 2022’ye kıyasla bu sayının büyük bir artış gösterdiği kaydedildi. Bu, toplumun fikirlerini özgürce ifade etme hakkındaki endişeleri bir kez daha gündeme taşıdı.

AYM Başkanı Kadir Özkaya’nın 2024 yılındaki konuşmasında, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile ilgili şu ifadeler dikkat çekti: “Bu hak, demokratik toplumun en temel değerleri arasında yer almakta olup, bireylerin ortak fikirlerini savunmak için bir araya gelme imkânını korumayı amaçlamaktadır. Barışçıl gösteriler nedeniyle göstericilere idari veya cezai yaptırım uygulanması da ihlal sebepleri arasında yer almaktadır.” Özkaya, ayrıca bu tür gösterilerin toplumun günlük yaşamını bir miktar zorlaştırmasının kaçınılmaz olduğunu ve demokratik toplumda bunun hoşgörüyle karşılanması gerektiğini vurguladı.

Bu raporlar, Türkiye’deki temel haklar ve özgürlükler konusundaki endişeleri pekiştiriyor ve yargı süreçlerinin daha adil ve şeffaf hale getirilmesi gerektiğine dair çağrıları güçlendiriyor. Hem adil yargılanma hem de ifade özgürlüğü ile ilgili ihlallerin artması, toplumsal huzur ve demokratik değerler açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Kaynak: Haber Merkezi