Yapay güzellik algısı yeme bozukluğuna sebep oluyor!
Günümüzde sosyal medya ve dijital platformlarda öne çıkan yapay güzellik algısı, özellikle ergen bireylerde ciddi psikolojik sorunlara yol açıyor.
Günümüzde sosyal medya ve dijital platformlarda öne çıkan yapay güzellik algısı, özellikle ergen bireylerde ciddi psikolojik sorunlara yol açıyor.

Günümüzde sosyal medya ve dijital platformlarda öne çıkan yapay güzellik algısı, özellikle ergen bireylerde ciddi psikolojik sorunlara yol açıyor. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Kliniği Eğitim ve İdare Sorumlusu Prof. Dr. Esra Çöp, yapay beden algısının, psikiyatrik bir bozukluk olan anoreksiya nervoza’ya neden olabileceğini belirtti.
Prof. Dr. Çöp, anoreksiyanın, kişinin kendini kilolu hissetmesi ve kilo almaktan aşırı korkmasıyla birlikte, normalin dışında kilo kontrol davranışları geliştirmesiyle ortaya çıktığını ifade etti. “Beden algısı bozuluyor. Aynada zayıf olmasına rağmen kendini kilolu görebiliyor. Bu da ciddi gelişim ve sağlık sorunlarına yol açabiliyor” dedi.
Kadınlarda 10 kat daha fazla görülüyor
Hastalığın en sık 14-18 yaş arası ergenlerde görüldüğünü belirten Çöp, kadınlarda erkeklere oranla 10 kat daha fazla görüldüğünü söyledi. Ergenlik döneminde beden üzerindeki değişikliklerin gençlerde kaygı yarattığını belirten uzman, bu dönemde özellikle “diyet” adı altında başlayan sürecin zamanla kontrol kaybına ve tehlikeli alışkanlıklara dönüşebildiğini vurguladı.
Çocukların yemek ritüellerini değiştirdiğini, sofraya oturmaktan kaçındığını, aşırı egzersiz ve kusma gibi davranışlar sergileyebildiğini ifade eden Çöp, bu davranışların kökeninde aile içi iletişim, sosyal medya etkisi ve kişilik yapısının yattığını dile getirdi.
Sosyal medya beden algısını çarpıtıyor
Prof. Dr. Çöp, günümüz sosyal medya içeriklerinin çocuklara gerçekçi olmayan “ideal beden” algısı empoze ettiğini belirterek, “Dijital filtreler, uygulamalar ve yapay görsellerle oluşturulan bu güzellik anlayışı, çocukları sağlıksız hedeflere yönlendiriyor. Zayıf olmanın başarılı ve güzel olmakla eşdeğer görülmesi, çocukları yeme bozukluklarına itiyor” dedi.
Mükemmeliyetçi yapıya sahip, başarı odaklı ve aşırı eleştirilen çocukların anoreksiyaya daha yatkın olduğunu söyleyen Çöp, otoriter ve kontrolcü aile tutumlarının da bu süreci tetiklediğini vurguladı.
Aileler dikkatli olmalı, erken müdahale önemli
Aileleri uyaran Prof. Dr. Çöp, çocukların yeme alışkanlıklarında ani değişiklik, aşırı kilo takıntısı ve sosyal yeme ortamlarından kaçınma gibi belirtiler gözlendiğinde mutlaka bir uzmana başvurulması gerektiğini ifade etti. “Bu durum sadece psikiyatristin değil; diyetisyen, çocuk doktoru ve psikologların birlikte çalışması gereken çok yönlü bir konudur. Ayrıca toplumun güzellik algısıyla ilgili bilinçlendirme seminerleri düzenlenmeli, çocuklar bu farkındalığa erişmelidir” diye konuştu.