Trump Döneminde Yeni Soğuk Savaş: ABD, Uluslararası Sistemi Kendi Çıkarlarına Göre Yeniden Şekillendiriyor
ABD Başkanı Donald Trump, 2025’te yeniden göreve başlamasının ardından dış politikada köklü bir değişim sürecini başlattı.
ABD Başkanı Donald Trump, 2025’te yeniden göreve başlamasının ardından dış politikada köklü bir değişim sürecini başlattı.

ABD Başkanı Donald Trump, 2025’te yeniden göreve başlamasının ardından dış politikada köklü bir değişim sürecini başlattı. “Önce Amerika” doktrinini hızla devreye sokan Trump, ABD’yi Birleşmiş Milletler başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluştan adım adım uzaklaştırıyor.
Trump, göreve geldiği ilk günlerde ABD’yi Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) ve Paris İklim Anlaşması’ndan çekti. Ardından BM İnsan Hakları Konseyi üyeliğine son verdi. UNESCO’dan da çıkılması için inceleme süreci başlatıldı. Uzmanlar, bu tutumu 1930’lardaki Milletler Cemiyeti’nin çöküşüne benzetiyor.
Trump yönetimi, BM Güvenlik Konseyi’nde köklü değişiklikler yapılmasını savunuyor. “İki katmanlı üyelik” adı verilen bu sistemde bazı ülkelerin veto hakkı olmadan daimi üyeliğe alınması planlanıyor. Ancak bu öneri, Rusya ve Çin gibi ülkeler tarafından “ikinci sınıf üyelik” olarak değerlendiriliyor.
ABD, IMF ve Dünya Bankası’na da reform çağrısı yapıyor. Trump’ın ekonomi kadrosu, bu kurumların “iklim değişikliği” ve “toplumsal cinsiyet” gibi konulara fazla odaklandığını savunuyor. Aynı zamanda, küresel ticaret sistemine karşı da sert adımlar atan ABD, neredeyse tüm ithalata %10 gümrük vergisi getirdi.
Washington, evrensel kurumlar yerine seçici ittifakları önceliklendiriyor. Quad, AUKUS ve genişletilmiş NATO gibi oluşumlarla Çin’i çevrelemeyi hedefleyen ABD, aynı zamanda BM içinde reformlara direnç gösteren ülkelere karşı diplomatik baskı kurmayı planlıyor.
Bu tek taraflı yaklaşım, başta Küresel Güney ülkeleri olmak üzere çok sayıda devleti rahatsız ediyor. Afrika, Latin Amerika ve Asya’daki birçok ülke BRICS ve Şanghay İşbirliği Örgütü gibi alternatif yapılarla iş birliğini artırıyor.
Uzmanlara göre dünya, kurallara dayalı çok taraflı sistemden uzaklaşarak yeni bir Soğuk Savaş dönemine sürükleniyor. Eğer bu gidişat durdurulamazsa, uluslararası hukuk zayıflayabilir ve küresel krizlere ortak yanıt verme kapasitesi ciddi şekilde zarar görebilir.