Siyaset Bilimci Şahin’den çarpıcı uyarı: İran-İsrail krizinde “güvenlik ve meşruiyet” ikilemi
Siyaset Bilimci ve akademisyen Kadriye Şahin, Tivi6 kanalında katıldığı canlı yayında İsrail ile İran arasında yaşanan gerginliği ve bölgesel güvenlik dengelerini değerlendirdi.
Siyaset Bilimci ve akademisyen Kadriye Şahin, Tivi6 kanalında katıldığı canlı yayında İsrail ile İran arasında yaşanan gerginliği ve bölgesel güvenlik dengelerini değerlendirdi.

Siyaset Bilimci ve akademisyen Kadriye Şahin, Tivi6 kanalında katıldığı canlı yayında İsrail ile İran arasında yaşanan gerginliği ve bölgesel güvenlik dengelerini değerlendirdi. Şahin, Haziran 2025’te başlayan “Rising Lion” operasyonuyla başlayan sıcak çatışma sürecine dikkat çekerek, hem dış hem iç güvenliğin bütüncül ele alınması gerektiğini vurguladı.
“Güvenlik ve meşruiyet birlikte yürümeli”
Kadriye Şahin, İsrail’in İran’a yönelik nükleer ve askeri altyapıyı hedef alan saldırılarının, Taybetül merkezli geniş bir strateji içerdiğini belirtti. 13 Haziran’da Natanz, İsfahan ve Tahran gibi stratejik noktalara düzenlenen hava saldırıları ve Mossad’ın düzenlediği operasyonlarla çok sayıda İranlı general ve bilim insanının etkisiz hale getirildiğini ifade etti.
Tahran yönetiminin buna yanıt olarak “Haj Qassem” adlı balistik füzelerle İsrail’e saldırı düzenlediğini hatırlatan Şahin, saldırılarda onlarca sivilin hayatını kaybettiğini aktardı.
“İç tehditler göz ardı edilmemeli”
İran’ın güvenliği sağlama biçimini eleştiren Şahin, “Muhalif gençleri hapse atarak güvenlik sağlanmaz. Asıl tehdit unsuru düşünce özgürlüğü değil, istihbarat kurumlarına sızmış gerçek casuslardır” dedi.
İç güvenliğin sağlanmasının, meşruiyeti destekleyen bir unsur olduğunu kaydeden Şahin, devletin halkla kurduğu güven ilişkisinin korunması gerektiğini vurguladı.
“Diplomatik masa büyük yara aldı”
Şahin, saldırıların yalnızca askeri sonuçlar doğurmakla kalmadığını, aynı zamanda nükleer müzakereleri sona erdirdiğini ve bölgedeki diplomatik zeminlerin büyük ölçüde çöktüğünü söyledi.
“Çok yönlü güvenlik şart”
Son olarak Şahin, “Unutulmamalıdır ki güvenlik sadece dış tehditlere karşı alınan önlemlerle değil, aynı zamanda içeride halkın güvenini ve devletin meşruiyetini korumakla mümkündür. Bu da şeffaflık, özgürlük ve gerçek tehditlerin ayrıştırılmasıyla sağlanabilir” değerlendirmesinde bulundu.