Sıra tekrar Lübnan’a mı geldi?

Yakın geçmişe kadar Lübnan’da ve bölgede söz sahibi devlet dışı bir aktör olan Hizbullah kendini hızlı bir çöküşün içinde buldu.

Sıra tekrar Lübnan’a mı geldi?
Yayınlama: 17.08.2025
A+
A-

Yakın geçmişe kadar Lübnan’da ve bölgede söz sahibi devlet dışı bir aktör olan Hizbullah kendini hızlı bir çöküşün içinde buldu. İsrail, istihbarat konusunda adeta şov yaparak Hizbullah’ın lider ve komuta kademesini yok edip hızlı bir sonun fitilini ateşledi. Hizbullah’ın Lübnan’ın güneyinden çekilme şartı ile başlayan süreç, silahlı kanadının tamamen feshedilmesine doğru evriliyor.

Hamisi İran’ın da büyük ölçüde denklem dışında kalması ile Hizbullah, Lübnan siyasetinde de yalnızlaşıp daha dokunulabilir bir aktör haline geldi. Lübnan hükümeti, Hizbullah’ı yıl sonuna kadar silahsızlandırmayı öngören ABD teklifini onayladı. Lübnan ordusundan ağustos ayı sonuna kadar, devletin tüm silahlar üzerindeki tekelini tesis edecek ve Hizbullah ile diğer tüm devlet dışı aktörleri silahsızlandıracak bir plan hazırlanması isteniyor. Resmi açıklamada, “tüm bu silahların hükümetin resmi kontrolü altına alınması” ifadesi yer alıyor. Bu söylem, Lübnan’ın egemenliği ve silahlar üzerinde devlet tekeli gibi kulağa hoş gelen ifadelerle sunuluyor.

Lübnan’ın bir ordusu olsa da bu ordu bırakın İsrail gibi dış güçlere herhangi bir direnç göstermeyi, iç güvenlik operasyonlarını bile yürütme kapasitesine sahip değildi.


İSRAİL ATEŞKESİ HEP İHLAL ETTİ

Kasım ayında İsrail ile Lübnan arasında ateşkes sağlanmıştı. O zamandan beri, Lübnan tarafından tek bir ihlal görmememize karşın, İsrail bu ateşkesi 4 binden fazla kez ihlal etti. Hâlâ güney Lübnan’da beş noktayı işgal ediyor.

Geldiğimiz noktada ne Lübnan ordusu ne de Hizbullah İsrail akınlarına karşılık verme niyet ve kapasitesinde değil. Aksine ABD’nin ciddi baskısı altında. Bunun sonucu olarak kabul edilen teklifte ABD’nin İsrail’i ateşkese uymaya ikna edeceği söyleniyor ama İsrail’in buna uyacağına dair hiçbir garanti yok. Garantilerin yokluğunda Hizbullah, “Kesinlikle silahsızlanmayacağız” diyor. Düşmanınızın size saldırmayacağına dair güvenilir mekanizmalar yoksa böyle bir şartı kabul etmek yok olmak dahil bütün olasılıklara açık olmak demek.

Hizbullah, İsrail’in Lübnan’ın güneyini işgal etmesinden sonra bir direniş gücü olarak ortaya çıktı. Çoğunlukla Şiilerden oluşan Güney Lübnan halkı bir daha o işgali yaşamak istemiyor. İsrail tehdidi eskisinden daha güçlü ve cüretkâr. İsrail’in Güney Lübnan’ı yeniden işgal etmesinin önündeki tek engelin Hizbullah’ın varlığı, silahları ve savaşma iradesi olduğu açık.


YENİDEN İÇ SAVAŞ MI?

ABD ve İsrail’in planı ordu ile Hizbullah’ı karşı karşıya getirip Lübnan’ı zayıflatmak ve ülkeyi daha kolay işgal etmesini sağlamak olabilir. Amaç yeni bir istikrarsızlık yaratmak, hatta iç savaşı tetiklemek. Hizbullah silahsızlandırılırsa Lübnan’da istedikleri gibi hareket etmelerinin önünde hiçbir engel kalmayacak. Bunu yapamazlarsa ikinci senaryo, Lübnan’ı iç çekişmelerle zayıflatmak.

Silahsızlandırma projesi başarıya ulaşsa bile muhtemelen İsrail, Lübnan’a saldırmaya devam edecek. Bunun örneklerini Suriye’de gördük; ülkede rejim değişti, yeni hükümet İsrail ile dost olmak istediğini açıkça belirtti. Buna karşın İsrail, Suriye’nin tüm büyük askeri tesislerini bombaladı, ordusunu yarım asır geriye götürdü, bir ay önce devlet başkanlığı sarayını bile vurdu. Üstelik Suriye’nin geçici Devlet Başkanı, İsrail ile normalleşmek için İbrahim Anlaşmaları’nı imzalamaya hazırlanırken. Batı Şeria ve FKÖ örnekleri de önümüzde. Teslimiyet maalesef tam anlamıyla bir çözüm getirmekten uzak.

Bu karar siyasi krizleri de tetikleyebilir. Hizbullah bakanlarını geri çekebilir, bu da hükümeti düşürebilir. Sokak çatışmaları yaşanabilir, iç savaş olabilir. Suriye’de selefi grupların özellikle azınlıklara karşı saldırılarının benzerinin Lübnan’da da yaşanmasından halk endişeli.

Güney Lübnan’da yaşayan insanlar Lübnanlıdır. Bu insanlar teknik olarak hükümet tarafından temsil edilmelidir. Ancak Lübnan, ordusunu bu insanları Amerikan emperyalizmi ve sürekli İsrail saldırganlığından korumak için kullanmak yerine, halkın kendini savunma imkânlarını elinden almak için kullanıyor. Bu tabloyu bölgede, ülke ülke tekrarlanan bir model olarak görüyoruz: ABD tarafından yerleştirilen ya da güçlendirilen kukla hükümetler, Amerikan emperyalizmine ve İsrail hegemonyasına hizmet ediyor. Şimdi de bunun Lübnan’da yaşandığını görüyoruz. Son gelişmeler, Batı ve İsrail için Hizbullah’ı yok etmek adına bir fırsat mı yoksa Pandora’nın kutusu mu açılıyor hep birlikte göreceğiz.


HİZBULLAH MEYDAN OKUDU

Lübnan’da silahsızlanma tartışmaları sürerken Hizbullah lideri Naim Kasım, Beyrut yönetimine sert çıktı. Kasım önceki gün Lübnan hükümetini örgütün silahsızlandırılmasına ilişkin girişimleri nedeniyle ülkeyi İsrail’e teslim etmekle suçladı ve “Direniş, saldırganlık devam ettiği, işgal sürdüğü sürece silahlarını teslim etmeyecek. Gerekirse ABD-İsrail projesine karşı savaş vermeye hazırız” dedi.

Her türlü iç çatışmadan da hükümetin sorumlu olacağını söyledi. Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam ise Hizbullah liderinin açıklamalarını kabul edilemez olarak nitelendirdi ve bunun “örtülü bir iç savaş tehdidi” olduğunu ifade etti.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.