Protesto Tutuklamalarında ‘Keyfi Suçlama’ İddiası: “Maske Takmadığı Anlaşıldı, Başka Suç Uyduruldu”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başlayan protestolarda, gözaltına alınan öğrencilerin tutuklanma gerekçeleri, hukuki tartışmalara neden oluyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başlayan protestolarda, gözaltına alınan öğrencilerin tutuklanma gerekçeleri, hukuki tartışmalara neden oluyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başlayan protestolarda, gözaltına alınan öğrencilerin tutuklanma gerekçeleri, hukuki tartışmalara neden oluyor. 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu gerekçe gösterilerek yapılan tutuklamalar, birçok avukat ve hukukçu tarafından eleştiriliyor.
Evrensel’in haberine göre, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Başkanı Avukat Ezgi Önalan, mahkemelerde yaşanan hukuksuzlukları ortaya koyan çarpıcı bir örnek verdi. Önalan, bir duruşmada bir öğrencinin, “Yüzünü kapatarak gösteriye katılma” suçlamasıyla tutuklanmak istendiğini ancak fotoğraflarda sakallarının maske olarak yanlış anlaşılmasından kaynaklanan bir hata olduğunu belirtti. Hakimin, öğrencinin yüzünün kapalı olmadığını kabul etmesine rağmen, başka bir suç uydurularak “Polisleri iteklemeye çalışmak” gibi gerçek dışı bir iddiayla tutuklama kararı verildiğini ifade etti. Oysa, söz konusu suçlama dosyada yer almıyordu ve fotoğraflarda böyle bir durumu destekleyecek herhangi bir delil de bulunmamaktaydı.
Önalan ayrıca, son tutuklamalarla ilgili başka bir çarpıcı örnek sundu. Avukatların, dosyalardaki fotoğraflara erişim hakkı tanınmadığını ve mahkemede delilleri görme şansları dahi olmadığını söyledi. Hakimlerin, “Ana dosyada vardı, yeterli buldum” diyerek tutuklama kararı verdiklerini belirten Önalan, bunun, savunma hakkının ihlal edilmesi anlamına geldiğini vurguladı.
Bu gelişmeler, protestolara katılanların tutuklanma gerekçelerinin genellikle keyfi ve delilsiz olduğunu gösteriyor. İnsan hakları ve adalet savunucuları, bu tür hukuksuzlukların devam etmemesi için yargı bağımsızlığı ve savunma hakkının korunması gerektiğini dile getiriyor.
Kaynak: Haber Merkezi