Erdoğan’ın Fotoğrafına Kola Döken Protestoculara Yönelik Kamu Davasının İkinci Duruşması Gerçekleşti
Bursa’nın Gemlik ilçesinde, AKP iktidarının İsrail ile ticari ilişkileri ve Coca Cola firmasına sağlanan vergi teşviklerini protesto amacıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafına kola döken Mehmet Altın ve Yıldırım Doğan hakkında açılan dava devam ediyor.
Bursa’nın Gemlik ilçesinde, AKP iktidarının İsrail ile ticari ilişkileri ve Coca Cola firmasına sağlanan vergi teşviklerini protesto amacıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafına kola döken Mehmet Altın ve Yıldırım Doğan hakkında açılan dava devam ediyor.
![Erdoğan’ın Fotoğrafına Kola Döken Protestoculara Yönelik Kamu Davasının İkinci Duruşması Gerçekleşti](https://umraniyemanset.com/wp-content/uploads/2025/02/078983c2-86f3-468c-992a-f2cdc243fbee.jpg)
Bursa’nın Gemlik ilçesinde, AKP iktidarının İsrail ile ticari ilişkileri ve Coca Cola firmasına sağlanan vergi teşviklerini protesto amacıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafına kola döken Mehmet Altın ve Yıldırım Doğan hakkında açılan dava devam ediyor. Duruşmanın ikinci oturumunda, sanıkların protesto eylemlerinin hukuki ve siyasi boyutları masaya yatırıldı.
Savcılık, sanıklara Cumhurbaşkanına hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve mala zarar verme suçlamaları yöneltirken, sanıklar hakkında toplamda 10 yıla kadar hapis cezası talep etti. Sanıkların avukatları, eylemin ifade özgürlüğü çerçevesinde yapılmış bir protesto olduğunu savundu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şerefine zarar verme amacı taşımadığını belirtti.
Mehmet Altın, kola dökme eyleminin sadece hükümetin İsrail ile yaptığı ticaretin ve Coca Cola’ya verilen teşviklerin protestosu olduğunu vurgularken, kola sıçrayanın Erdoğan’ın fotoğrafına değil, sadece camdaki yansımasına olduğunu söyledi. Yıldırım Doğan ise yalnızca bu anı videoya çektiğini ve eylemin hakaret içermediğini belirtti.
Avukatlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi kararlarına atıfta bulunarak, bu tür bir protestonun şiddet içermediğini ve demokratik bir toplumda ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Ayrıca, Cumhurbaşkanına hakaret davalarının haksız yere kullanıldığı ve toplumsal korku yaratmaya yönelik bir araç haline geldiği ifade edildi.
Mahkeme, savcılığın mütalaasını sunabilmesi için ek süre talebini kabul etti ve duruşmayı 30 Nisan 2025’e erteledi. Bu davada, ifade özgürlüğü ile Cumhurbaşkanına hakaret arasındaki ince çizgi bir kez daha tartışma konusu oldu.
Kaynak: Haber Merkezi