Aylin Nazlıaka, CHP Kadın Kolları Genel Başkanlığı için yeniden aday olduğunu açıkladı
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Kadın Kolları Genel Başkanlığı için yeniden aday olduğunu açıkladı. Nazlıaka, “Her gün evde, işte, sokakta, otobüste öldürülen, tacize tecavüze uğrayan kız kardeşlerimizin hakkını savunmak için adayım. Kadınların nasıl giyineceğinden, nasıl konuşacağına; kaç çocuk doğuracağından ne zaman evleneceğine kadar dikte eden, bize ‘itaat et, rahat et’ diyerek pasif rol biçenlere hadlerini bildirmek için adayım” dedi.
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Kadın Kolları Genel Başkanlığı için yeniden aday olduğunu açıkladı. Nazlıaka, “Her gün evde, işte, sokakta, otobüste öldürülen, tacize tecavüze uğrayan kız kardeşlerimizin hakkını savunmak için adayım. Kadınların nasıl giyineceğinden, nasıl konuşacağına; kaç çocuk doğuracağından ne zaman evleneceğine kadar dikte eden, bize ‘itaat et, rahat et’ diyerek pasif rol biçenlere hadlerini bildirmek için adayım” dedi.
CHP Kadın Kolları, 4 Ağustos 2024 tarihinde 15’inci Olağan Kurultayı’nı düzenleyecek. Mevcut Kadın Kolları Genel Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, CHP Genel Merkez binası önünde yaptığı basın açıklamasıyla başkanlık için tekrar aday olduğunu açıkladı. Nazlıaka’ya il kadın kolları başkanları eşlik etti. Nazlıaka, şunları söyledi:
“Siyasete adım attığım o ilk günden beri şuna inandım, şuna inanıyourm: Kurucu Genel Başkanımız, Ebedi Liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği gibi, ‘Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır.’ Yalnız bir tek şeye ihtiyacımız var: Çalışkan olmak, çalışmak. Haklarımız, geleceğimiz, ülkemiz, Cumhuriyet, halk, adalet için çalışmak. Bizim yolumuz yorulana kadar değil, dinlenmek için değil; başarmak, kazanmak için çalışmak. Kazandırdıklarımızı korumak, geliştirkmek, büyütmek için çalışmak. Ben hayatım boyunca hep çalışarak var oldum. Herkes gibi benim de önüme zaman zaman çeşitli engeller çıktı. Bütün kız kardeşlerimin yaşadığı gibi zaman zaman bana da çelmeler takıldı. O engelleir hep çalışarak aştım. Ne zaman düştüysem çalışarak ayağa kalktım. Kendi ayaklarımın üzerinde çalışarak yükseldim. Ve hep örgütlü mücadeleye ve dayanışmanın gücüne inandım. Kadınlardan aldığım gücü yine kadınlara vermeye çalıştım. Hep şunu söyledim: Hiçbirimiz, hepimiz kadar güçlü değiliz.
“YAŞAMHAK OTOBÜSÜMÜZLE 81 İLE GİTTİK”
Ortalama her ay 81 ilde ve 973 ilçede eş zamanlı basın açıklamaları yaptık. YaşamHak projemizle kadınlara dokunduk. Ülkemizin en can yakıcı sorunlarından olan kadına yönelik şiddet -fiziksel, cinsel, ekonomik, dijital, psikolojik şiddet diye açmalıyım bunu- türlerine ve kadın cinayetlerine karşı bir mücadele başlattık. İstanbul Sözleşmesi’nin bir maddesini hayata geçirdik. Ve partimizde genel merkezimizde kurduğumuz 7/24 faaliyet gösteren Alo Şiddet Hattı ile 444 82 85 numaralı hattımızı arayan tüm şiddet mağduru kadınlara ve istismara uğrayan çocuklara ve yakınlarına destek olduk. Projemizin sloganı ‘Yalnız değilsin, biz varız.’ Mağdur arkadaşlarımıza ücretsiz hukuki ve psikolojik destek verdik, vermeye de devam ediyoruz. Projemizin ülke genelinde bilinirliğini arttırmak ve şiddet mağduru kız kardeşlerimize ulaşmak amacıyla YaşamHak otobüsümüzle 81 ile gittik, dünyanın çevresini dört kez dolaşacak kadar yol katettik. Gittiğimiz her ilde, her ilçede, her beldede, her mahallede, her köyde şiddet mağduru olan kız kardeşlerimizle buluştuk. Ve onlara elimizi uzattık. Projemiz kapsamında barolar ve meslek odalarıyla 120 protokol metninin altına imza attık. Böylece şiddet mağduru kadınlara barınma ve istihdam, çocuklarına da burs gibi çeşitli imkanlar sağlayabildik.
“DEPREMDEN ETKİLENEN 11 İLDE YAŞAMHAK KONTEYNERLARI KURDUK”
Afet bölgelerinde hızla ihtiyaçları tespit ettik ve örgütlü gücümüzle çözüm ürettik. Doğa katliamlarında halkımızla nöbet tuttuk, hukuk mücadelelerine omuz verdik. Toplumsal mücadeleyi büyütmek adına nerede bir hak gaspı varsa orada hak arayanlar bizler olduk. Ülke tarihimizin en büyük felaketlerinden olan Kahramanmaraş merkezli, 11 ili etkileyen depremde bölge halkının yanından hiç ayrılmadık. Bizzat 41 gün deprem bölgesinde kaldım. Enkaz altında yakınlarını arayanlarla nöbet tutup, yakınlarını kaybedenlerin acısına ortak oldum. Depremden etkilenen 11 ilde, YaşamHak konteynerleri kurduk ve kadınların, çocukların özel ihtiyaçlarını giderdik.
“HAKKIMIZIN GASPİNA KARŞI MÜCADELEYİ ÖRGÜTLÜYORUZ”
CHP olarak ana hedefimiz toplumsal cinsiyet eşitliği, tam eşitlik. Bu konuda dev bir adım attık ve kadınların siyasette eşit temsilini sağlayabilmek amacıyla Siyasi Partiler Yasası’nda değişiklik öngören kanun teklifimizi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunduk. Listelerin bir kadın, bir erkek şeklinde ‘fermuar yöntemi’ ile yapılmasını şart koştuk. Teklifimiz, AKP ve MHP oyları ile reddedildi ancak bu konudaki haklı ve kararlı mücadelemiz sürüyor. Bugün Genel Başkanımızın atadığı Merkez Yönetim Kurulu’muzun da yarısı kadınlardan oluşuyor. Genel ve yerel seçimlere stratejik programlarımızla ve planlamalarımızla hazırlandık. Ülke tarihimizde hiç kadın milletvekili seçilmemiş 20 ilden 2’sinde kadın milletvekili çıkardıysak, CHP’li kadın belediye başkanı sayısını ve kadın belediye meclis üyesi sayısını 4’e katladıysak, Türkiye’yi kırmızıya boyadıysak, partimizin bu başarısında Kadın Kolları olarak kararlı, örgütlü ve eşgüdümlü olarak yürüttüğümüz çalışmaların payı büyük. Bu dönemde CHP Kadın Kolları’ndan belediye başkanları, milletvekilleri, il, ilçe başkanları çıkardık. Yeter mi? Yetmez. Hedefimiz net: Tam eşitlik. Dünyadaki ve Türkiye’deki kadın hareketiyle sımsıkı kenetlendik. İstanbul Sözleşmesi’ne nasıl sahip çıktıysak, budanmaya çalışılan 6284 Sayılı Kanun’a da, sil baştan yazılmak istenen Medeni Kanun’a da aynı karalılıkla sahip çıktık, çıkıyoruz. Şimdi de 9. Yargı Paketi ile göz dikilen haklarımıza ve soyadımızı kullanma hakkımızın gaspına karşı mücadeleyi örgütlüyoruz. Bu haklarımızın elimizden alınmasına asla ve asla izin vermeyeceğiz.
“TARİFELİ UÇAKLARLA SEYAHAT ETMEK ZORUNDA BIRAKANLARI KINIYORUM”
Başarılarıyla göğsümüzü kabartan, bu ülkenin kadınlarının her şeyi başarabileceklerini tüm dünyaya kanıtlayan sporcularımız… A Milli Kadın Voleybol Takımımız, elde ettiği zaferlerle bayrağımızı en yukarıya taşıdı. Milli oyuncumuz İlkin Aydın ne güzel söylemişti: ‘Filenin Sultanları diyoruz ama nam-ı diğer Atatürk’ün Kızları demek benim daha çok hoşuma gidiyor.’ Gururumuz olan bu kadın sporcularımız, birilerinin her türlü karartma, ötekileştirme, yok sayma çabalarına rağmen hiç yılmadan, yorulmadan, vazgeçmeden mücadele etmeye devam ediyor. Yalnızca kazandıkları maçlar, kaldırdıkları kupalar için değil çocuklarımızın hayallerine ışık oldukları için de her birine ayrı ayrı bir kez daha canı gönülden teşekkür ediyorum. Dünyanın en iyisi olmayı başarmış kadın voleybol takımımızı, ülkemizi temsil etmek için katılacağı turnuvaya tarifeli uçaklarla seyahat etmek zorunda bırakanları da bir kez daha kınıyorum. Bu ayrımcılığı, bu ötekileştirmeyi asla unutmayacağız ve günü geldiğinde hesabını mutlaka soracağız.
”SADECE SAYI OLARAK BAKILMASINA KARŞI…”
4 yıllık görev sürecinde yaptıklarımızı kısaca özetlemeye çalıştım. Görevde olduğumuz her günün, her dakikanın hakkını vermeye çalıştık. Bundan sonra da, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği hedefe doğru; laik, demokratik ve çağdaş bir Türkiye inşası için en iyi bildiğimizi yapmaya; yani çalışmaya devam edeceğiz. Şimdi sırada ne mi var? Kadın Sivil Toplum Kuruluşları’nın da katkısıyla hazırladığımız ‘Eşit temsil ve fermuar sistemini’ partimize getirmek var. Kadın kollarımızı daha da güçlendirmek var. Kadın üye sayımızı 1 milyona çıkarmak var. Her il ve ilçede ‘Ev Kadınları Komiteleri’ kurup; her iki ev kadınından birinin partimize oy vermesini sağlamak var. Partimizin ve belediyelerimizin eşitlikçi politikalarını tüm Türkiye’ye yaymak var. Toplumsal, kültürel, ekonomik ve siyasal yaşamda kadınların ve erkeklerin eşit haklara sahip olması adına Medeni Kanun’a sahip çıkmak var. ‘Medeni Kanun’u sil baştan yazacağız’ diyenleri siyaset sahnesinden silmek var. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’unu değiştirmeye çalışanlara karşı kadın mücadelesini büyütmek var. Şiddet uygulayanı durdurmaya yönelik verilen zorlama hapsine itiraz yolunu açmak isteyenlere ‘Haddinizi Bilin’ demek var. 9. Yargı Paketi’nde yer alan ve haklarımızı gasp eden düzenlemelere karşı, ülke genelinde kadın örgütleriyle mücadeleyi büyütmek var. Kadınlar çantalarında koruma kararları varken öldürülürken, 6284’ün işlevsizleştirilmesine izin vermemek var. Kadının soyadını kullanma hakkına sahip çıkmak var. ‘Etki ajanlığı’ adı altında demokrasinin askıya alınmasına karşı demokrasiden yana saf tutmak var. Mahkemede sırf kravat taktı, efendi durdu diye verilen ceza indirimlerini ifşa etmeye ve yargı kararlarını üst mahkemeye taşımaya devam etmek var. ‘Şüpheli ölüm’ adı altında kadın cinayetlerinin gizlenmeye çalışılmasına, kadın cinayetlerine sadece ‘sayı’ olarak bakılmasına karşı kadın cinayetlerini durdurmak için mücadeleye devam etmek var.
”YOKSULLUĞU YÖNETMEK DEĞİL BİTİRMEK VAR”
Kadınları şiddet sarmalına mahkûm eden zihniyetle mücadele etmek, YaşamHak projemizle daha fazla mağdura destek olmak var. Kadınların meslek sahibi olmasını ve istihdama katılmasını teşvik etmek yerine, anneliği en büyük kariyer olarak sunan zihniyetin karşısında dimdik durup, kadın istihdamını artırmak var. ‘Evdeki işler yetmiyor mu?’ diyenlere, meslekleri kadın-erkek mesleği diye ayıranlara karşı, cinsiyet kodlarını kırmak var, kadın otobüs şoförleri, kadın itfaiyeciler, kadın vatmanlarla çalışan belediyelerimiz kanalıyla kadın istihdamını her alanda teşvik etmek var. AKP iktidarının hayata geçirdiği ‘evlenen, nişanlanan öğrencilerin örgün eğitimle ilişiği kesilir, açık öğretime yönlendirilir’ uygulamasıyla çocukların okuldan uzaklaştırılmasına son vermek var. Erken yaşta ve zorla evliliklere hukuki kılıf hazırlayanların karşısında dimdik durmaya devam etmek var. 4+4+4 ucube sistemi ile uygulamaya giren ‘ilkokuldan sonra hafızlık eğitimi için okula ara verilebilir’ maddesi ile zorunlu eğitimin fiilen düşürülüp çocukları tarikatlara teslim eden anlayışı yerle bir etmek var. Çocuk istismarı davalarında utanmaksızın ‘çocuğun rızasından’ bahsedenlerin iktidarına son vermek var. 2018 yılında Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği ile uygulamaya geçen; Çok Programlı Anadolu Liseleri üzerinden yaptıkları değişiklikle liselerde karma eğitim yapılmamasına imkân tanıyan yönetmeliği kaldırmak var. Laik, eşit, adil, özgür, demokratik ve herkesin tok olduğu bir Türkiye tesis etmek var. Yoksulluğu yönetmek değil, bitirmek var. Şimdi sırada CHP’yi iktidara taşımak var.