Avrupa’dan Filistin’e Tarihi Yöneliş: Sessizlik Dönemi Sona mı Eriyor?

Avrupa’nın onlarca yıl süren temkinli ve sessiz Filistin politikası, 2023 sonrasında Gazze’de yaşanan insani felaketle birlikte ciddi bir dönüşüm sürecine girdi.

Avrupa’dan Filistin’e Tarihi Yöneliş: Sessizlik Dönemi Sona mı Eriyor?
Yayınlama: 05.06.2025
A+
A-

Avrupa’nın onlarca yıl süren temkinli ve sessiz Filistin politikası, 2023 sonrasında Gazze’de yaşanan insani felaketle birlikte ciddi bir dönüşüm sürecine girdi. İspanya, Norveç ve İrlanda gibi ülkelerin Filistin devletini tanıması, Avrupa’nın sadece diplomatik değil, vicdani bir eşiği de aştığını gösteriyor. Bu değişim, kıtanın ABD’ye bağlı geleneksel çizgisinden uzaklaşıp daha bağımsız ve etik temelli bir dış politikaya yönelip yönelmeyeceği sorusunu gündeme getiriyor.

Tarihsel Sessizlikten Diplomatik Dönüşüme

1948’de İsrail’in kuruluşuyla başlayan ve Filistinlilerin kitlesel sürgününü simgeleyen Nakba, Avrupa’nın vicdanında derin bir iz bıraktı. Ancak Holokost sonrası oluşan tarihsel suçluluk duygusu ve Soğuk Savaş dengeleri, Avrupa’nın Filistin meselesine eleştirel yaklaşmasını uzun yıllar boyunca engelledi. İsrail’in 1967 sonrası işgalleri ve yerleşim politikaları ise Batı’da ancak sembolik kınamalarla karşılık buldu.

Gazze Kriziyle Kırılan Denge

7 Ekim 2023’te Hamas’ın başlattığı Aksa Tufanı operasyonunun ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı askeri saldırılar, Avrupa kamuoyunda görülmemiş ölçüde tepki çekti. Gazze’de binlerce sivilin yaşamını yitirmesi, hastane ve okulların bombalanması ile oluşan insani kriz, sadece Arap ve Müslüman toplumlarda değil, Avrupa’nın merkezinde de yankı buldu. Özellikle genç nüfus ve sivil toplum örgütleri, hükümetlerin İsrail’e verdiği desteği sorgulamaya başladı.

Tanıma Dalgası: Yeni Bir Avrupa mı?

İspanya, Norveç ve İrlanda’nın 2024 yılında Filistin’i devlet olarak tanıması, Avrupa kıtasında bir dönüm noktasını temsil etti. Bu adımlar, AB içinde İsrail’e karşı daha sert söylemlerle desteklendi. Örneğin Belçika, İsrail’in Gazze’deki saldırılarını “uluslararası hukukun ihlali” olarak tanımlarken, Fransa da iki devletli çözüm konusunda daha açık bir tutum takınmaya başladı.

Brüksel’in Sınavı: AB Ortak Tutum Alabilir mi?

Avrupa Birliği, dış politika kararlarında oy birliği şartı nedeniyle tarihsel olarak yavaş hareket etti. Ancak son gelişmeler, bazı üyelerin tek taraflı adımlar atmaya başladığını gösteriyor. AB’nin ortak bir Filistin politikası geliştirmesi hâlâ belirsizliğini korurken, iç dinamikler özellikle Almanya ve Macaristan gibi ülkelerin çekinceleri nedeniyle karmaşıklaşıyor. Yine de kamuoyu baskısı, siyaseti dönüştürme potansiyelini giderek artırıyor.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.