Almanya Dışişleri Bakanı Johan Wadephul, Gazze Şeridi’ndeki duruma ilişkin yaptığı açıklamada, İsrail’e silah tedarikinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Almanya Dışişleri Bakanı Johan Wadephul, Gazze Şeridi’ndeki duruma ilişkin yaptığı açıklamada, İsrail’e silah tedarikinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Batı Alman Radyo Televizyon Kurumu’nun (WDR) düzenlediği Avrupa Forumu’nda konuşan Wadephul, bu meselenin Federal Güvenlik Konseyi’nde ve ilgili kurumlarda uluslararası hukuk temelinde incelenmesi gerektiğini ifade etti.
Wadephul, koalisyon ortaklarının katılımıyla yapılacak hükümet toplantısında genel yönelimlerin belirlenebileceğini ancak derinlemesine bir tartışma beklemediğini söyledi. Kendisinin ise aynı gün ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile görüşeceği için toplantıya katılamayacağını açıkladı.
İsrail’in Gazze’deki politikalarını “ikili strateji” olarak tanımlayan Wadephul, bir yandan insani yardımları engellerken diğer yandan askeri eylemleri artırmasının yanlış olduğunu vurguladı. “Bu siyaset Almanya tarafından desteklenmemektedir” diyen Wadephul, bu nedenle İsrail’e yönelik eleştirilerin artık daha açık biçimde dile getirildiğini belirtti.
İsrail’in Gazze’ye uyguladığı baskının uluslararası insancıl hukukla bağdaşmadığını dile getiren Alman Bakan, “Bu tahammül edilemez bir durumdur” ifadelerini kullandı. İsrailli mevkidaşı Gideon Saar ile görüşmesinde de bu durumu açıkça ifade ettiğini aktardı.
Wadephul, ateşkese duyulan ihtiyaca dikkat çekerek, “Gazze ve Batı Şeria Filistinlilere aittir. Zorunlu yerinden edilmeler olmamalı, hedef iki devletli çözüm olmalıdır” dedi. Müzakerelerin sürdüğünü ve acil insani yardımların ulaştırılmasının öncelikli olduğunu ifade eden Wadephul, Gazze’nin yeniden inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.
Almanya’nın hem İsrail’in güvenliğine hem de Filistin halkının temel haklarına bağlılık gösterdiğini söyleyen Wadephul, “İsrail’in yanındayız ama aynı zamanda Gazze Şeridi’ndeki insanların da yanındayız. Onlar da insan. Herkes Tanrı önünde eşittir ve herkesin yaşama, beslenme ve sağlık hizmeti alma hakkı vardır” ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı.
