ABD’nin Gümrük Vergileri, Alman Otomobil Sektöründe Alarm Zillerini Çaldırıyor

Alman otomotiv sektörü, ABD’nin uyguladığı gümrük tarifeleri nedeniyle tarihinin en büyük belirsizlik dönemlerinden birini yaşıyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın agresif ve öngörülemeyen ticaret politikaları, özellikle Alman otomobil üreticileri ve tedarikçileri üzerinde büyük bir baskı yaratıyor. Ticaret savaşlarının etkisi, küresel ekonomideki kırılganlıkla birleşince, Almanya’nın en büyük sanayi dalı olan otomotiv sektörü derin bir sarsıntı içinde.

Münih merkezli Ekonomi Araştırma Enstitüsü (IFO) tarafından yayımlanan nisan ayı İş Ortamı Anketi verilerine göre, Alman otomotiv sektöründe zaten olumsuz olan duyarlılık daha da kötüleşti. Mart ayında eksi 30,5 olan iş ortamı endeksi, nisanda 0,2 puan daha düşerek eksi 30,7 puana geriledi. Bu düşüş, sektördeki güvenin ciddi biçimde zedelendiğini ve şirketlerin önünü göremediğini gözler önüne serdi.

Siparişlerde Artış, Geleceğe Güven Vermiyor

Ankette dikkat çeken bir diğer sonuç ise, şirketlerin sipariş birikiminden nisanda memnun olduklarını belirtmelerine rağmen, geleceğe dair umutlarının zayıf olması. Mevcut durum endeksi mart ayına göre 3,2 puanlık azalışla eksi 36,4’e gerilerken, iş beklentisi endeksi de eksi 20,9’dan eksi 24,8 puana düştü. Özellikle ihracata dayalı iş yapan şirketlerde ABD’nin tarifeleri sonrası belirsizlik daha da derinleşti.

IFO Endüstriyel Organizasyon ve Yeni Teknolojiler Merkezi Uzmanı Anita Wölfl, “Nisan başında yürürlüğe giren ABD gümrük vergileri, Avrupa pazarındaki ilk olumlu gelişmeleri neredeyse tamamen sildi” diyerek sürecin Alman ekonomisine ciddi zarar verdiğini vurguladı.

Çin ve Avrupa’dan Zayıf Talep, Elektrikli Araç Yatırımlarını Tehlikeye Atıyor

Alman otomotiv üreticileri sadece dış ticaret baskılarıyla değil, aynı zamanda sektördeki büyük dönüşümle de baş etmeye çalışıyor. Elektrikli araçlara geçiş, dev yatırım maliyetleri ve altyapı sorunları nedeniyle zaten sancılı bir süreçti. Buna Çin ve Avrupa’dan gelen talepteki zayıflama da eklenince, şirketler ciddi tasarruf önlemleri almaya başladı.

Son veriler, sektörün istihdamda da daralma yaşadığını gösteriyor. Martta eksi 47 puanla uzun vadeli en düşük seviyeye ulaşan istihdam beklentisi, nisanda eksi 18,7 puana yükselse de hâlâ pozitif bölgenin oldukça gerisinde. İşten çıkarmaların hız kesse de devam ettiği belirtiliyor.

Avrupa’nın Sanayi Devi Daralıyor

Alman otomotiv sektörü, ülke sanayisinin lokomotifi konumunda. Almanya’da toplam katma değerin yaklaşık yüzde 5’i bu sektörden sağlanırken, doğrudan istihdamın yüzde 3’ünü oluşturuyor. Gelir açısından ise otomotiv, açık ara en büyük sanayi sektörü. Ancak bu dev sektörün içinde bulunduğu buhran, Almanya’nın genel ekonomik sağlığını da tehdit ediyor.

Ekonomistler, Trump’ın ticaret savaşlarını “özel risk” olarak değerlendiriyor. Özellikle küresel pazarlara yüksek oranda bağımlı olan Alman ekonomisinin, bu tarz dışsal şoklara karşı oldukça savunmasız olduğu belirtiliyor.

Alman Ekonomisi Üst Üste İkinci Kez Küçüldü

2024 yılında Almanya ekonomisi bir önceki yıla göre yüzde 0,2 küçüldü. 2023’te ise yüzde 0,3’lük bir daralma yaşanmıştı. Böylece Almanya, G7 ülkeleri arasında son iki yılda arka arkaya küçülen tek ülke oldu. Nisan 2025’te hükümet, büyüme beklentisini yüzde 0,3’ten sıfıra indirerek bu yıl da ekonomide büyüme beklemediğini duyurdu.

Bununla birlikte, 2025’in ilk çeyreğinde tüketim harcamaları ve yatırımların etkisiyle yüzde 0,2’lik bir büyüme kaydedildi. Bu gelişme, ülkeyi teknik resesyondan kıl payı da olsa kurtardı. Ancak yapısal sorunlar ve küresel ticaretteki çalkantılar nedeniyle geleceğe dair umutlar hala çok zayıf.

Yeniden Yapılanma ve Rekabet Baskısı Artıyor

Özellikle Çinli üreticilerin son yıllarda hem fiyat hem de teknoloji açısından öne çıkması, Alman firmaları yeniden yapılanmaya zorluyor. Otomobil sektöründe çığır açan teknolojilerin artık Çin ve ABD’den çıkması, Avrupa kamuoyunda da yoğun şekilde tartışılıyor. Bu durum, Almanya’nın teknoloji liderliğini koruyup koruyamayacağı sorusunu gündeme getiriyor.