ABD’den Rusya’ya Ambargo Hazırlığı: Türkiye’yi Neler Bekliyor?

ABD Başkanı Donald Trump, Kremlin’in 50 gün içinde Ukrayna ile ateşkesi kabul etmemesi durumunda, Rusya ile ticaret yapan ülkelere yüzde 100 oranında ikincil gümrük vergisi uygulanacağını açıkladı. Yeni düzenleme, Türkiye gibi Rusya ile yoğun ticaret yapan ülkeleri doğrudan etkileyebilir.

Trump, İskoçya’daki konuşmasında, artık beklemenin bir anlamı kalmadığını belirterek, sürecin hızla tamamlanması gerektiğini söyledi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ise Trump’ın bu çıkışına teşekkür etti.

İkincil ambargo kararı, doğrudan Rusya’ya değil, onunla ticaret yapan ülkelere yönelik uygulanacak. Bu kapsamda, Rusya’dan petrol ve doğalgaz alan ülkelerin ABD’ye yapacağı ihracatlar yüksek vergiye tabi tutulacak.

Uluslararası ticaret verilerine göre Türkiye, Çin ve Hindistan’ın ardından Rusya’nın en büyük üçüncü ticaret ortağı. 2024 yılında Türkiye’nin Rusya’dan enerji ithalatı 32 milyar doları aşarken, ABD’ye yaptığı ihracat 14,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Türkiye’nin ABD’ye ihracatında öne çıkan sektörler arasında makina, otomotiv, halı, kıymetli taşlar ve savunma sanayi ürünleri yer alıyor.

Uzmanlara göre, bu sektörlere yönelik yüzde 100 vergi uygulanması durumunda, Türk ürünlerinin ABD pazarına erişimi büyük oranda daralabilir. Ancak Türkiye’ye yönelik istisna uygulanabileceği beklentisi de güçlü.

TABA Başkanı Süleyman Ecevit Sanlı, Türkiye’nin Rusya ile zorunlu enerji bağına dikkat çekerek, ABD ile görüşmelerin sürdüğünü ve Türkiye’ye muhtemelen ayrıcalık tanınacağını ifade etti.

Marmara Üniversitesi’nden Prof. Mahmut Tekçe ise kararın sahada nasıl uygulanacağının belirsiz olduğunu, ancak Türkiye’nin stratejik konumu sayesinde diplomatik esneklik kazanabileceğini belirtti.

TEPAV enerji uzmanı Dr. Mühdan Sağlam da enerji anlaşmalarının hukuki yönüne dikkat çekerek, ABD’nin Türkiye’ye baskı kurabileceğini, fakat Türkiye’nin bu baskıya karşı yeni enerji temin garantisi talep edebileceğini söyledi.

Uzmanlar, Trump’ın öngörülemez politikaları nedeniyle Türkiye’nin önümüzdeki süreçte “bekle-gör” stratejisiyle hareket edeceğini öngörüyor.