SADECE BU GECEYE AİT BEŞ HASLET
Berat gecesine ait beş haslet vardır:
1) Her önemli iş bu gecede ayırdedilir.
2) O gecedeki ibadetin fazileti büyüktür.
3) İlâhi rahmet yayılır.
4) Mağfiret gecesidir.
5) O gece, Rasûlüllah (s.a.v.)’a şefaat hakkının tamamı verilmiştir.
Bir sene zarfında gelecek yılın Berat Gecesi’ne kadar vuku bulacak hadiseler melekler tarafından birer deftere yazılır. Bir sene zarfında vuku bulacak zelzeleler, olaylar, harpler… Bunların defteri Cebrâil Aleyhisselam’a verilir. Rızıkla ilgili defterler Mîkâîl Aleyhisselam’a verilir. Ve öleceklerin defterleri Azrâil Aleyhisselam’a verilir.
Peygamber Efendimiz (asm) bir hadis-i şeriflerinde Berat Gecesi’nin feyiz ve bereketini çeşitli şekillerde nazara vermektedir.
“Şâban’ın 15. gecesi geldiğinde geceyi uyanık ibadetle, gündüzü de oruçlu olarak geçirin. O gece güneş battıktan sonra Allah rahmetiyle dünya semasına tecelli eder ve şöyle seslenir:
‘İstiğfar eden yok mu, affedeyim ve bağışlayayım. Rızık isteyen yok mu, hemen rızık vereyim. Başına bir musibet gelen yok mu, hemen sağlık ve afiyet vereyim.’
Böylece tan yerinin ağarmasına kadar bu şekilde devam eder.”
Çünkü o gece İlâhi rahmet coşmuştur. Berat Gecesi beşer mukadderatının programı çizilirken insanlara verilen eşsiz bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirip günahlarını affettirebilen, gönlünden geçirdiklerini bütün samimiyetiyle Cenab-ı Hakk’a iletip isteklerini Ondan talep eden ve belalardan Ona sığınan bir insan ne kadar bahtiyardır. Buna karşılık, her tarafı kuşatan rahmet tecellisinden istifade edemeyen bir insan ne kadar bedbahttır.
Peygamber Efendimiz (asm) bu gecede af dışı kalanları şu hadisleri ile bildirmektedir:
“Muhakkak ki, Allah Azze ve Celle Şâban’ın on beşinci gecesinde rahmetiyle yetişip her şeyi kuşatır. Bütün mahlukatına mağfiret eder. Yalnızca müşrikler ve kalbleri düşmanlık hissiyle dolu olup insanlarla zıtlaşmaktan başka bir şey düşünmeyenler müstesna.”
“Yüce Allah bu gece bütün Müslümanlara mağfiret buyurur, ancak kâhin, sihirbaz yahut müşahin (çok kin güden) veya içkiye düşkün olan veya ana babasını inciten yahut zinaya ısrarla devam eden müstesna.”
“Allah Teâlâ Şâban’ın on beşinci gecesi tecelli eder ve ana-babasına asi olanlarla Allah’a ortak koşanlar dışında kalan bütün kullarını bağışlar.”
Üç aylara ayrı bir ruh ve mâna içinde giren Peygamber Efendimiz (asm) özellikle Şaban ayına özel bir özen gösterir, başka zamanlarda görülmemiş bir derecede ibadete ve âhiret işlerine yönelirdi. Bu ayın çoğu günlerini oruçlu geçirirken, geceleri de diğer gecelerden çok farklı bir şekilde ihya ederdi.
Bir Berat Gecesi’nde uyanıp da Resulullah Aleyhissalâtü Vesselamı yanında bulamayan Hz. Âişe (ra) kalkarak Efendimizi aramaya başladı. Sonunda Peygamberimizi Cennetü’l-Bakî mezarlığında başını semaya kaldırmış halde buldu. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam mübarek hanımına Berat Gecesi’nin faziletini şöyle anlattı:
“Muhakkak ki, Allah Teâlâ Şâban’ın on beşinci gecesinde dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve Benî Kelb Kabilesinin koyunlarının kılları sayısınca insanları mağfiret eder.”
İşlenen sevaplı amellerin değeri başka zamanlarda on ise, Berat Kandili’nde yirmi bindir. Meselâ başka zamanlarda okuduğumuz bir tek Kur’ân harfine on sevap veriliyorsa, bu gecede her bir harfine yirmi bin sevap verilmektedir.
Bu bakımdan tam bir ihlâsla çalışıp ihyasına gayret gösterebildiğimiz takdirde, Berat Kandili elli senelik bir ibadet hayatının sevabını bir gece içinde bize kazandırabilir.
“Onun için elden geldiği kadar Kur’ân ve istiğfar ve salavatla meşgul olmak büyük bir kârdır.”
Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam bu gece Rabbine şöyle dua etmiştir:
“Allah’ım, azabından affına, gazabından rızana sığınırım, senden yine sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen kendini sena ettiğin gibi yücesin.”
Bu idrak ve şuur içinde ihya edeceğimiz Berat Gecesi’nin insanlık ve islam alemi için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ile gecenizi tebrik ederim.
Selam ve dua ile…
Hacı Arıcı.